Sosyal Medyanın Yan Etkileri

Sosyal Medyanın Yan Etkileri

Sosyal medya, bizi hem birbirimize çok yakınlaştıran, hem de birbirimizden çok uzaklaştıran bir sistem.
            Facebook ilk başladığında çok da yararlı bir sistem formundaydı.  Birçoğumuz belki de hiç görmediğimiz, tamamen iletişimimizin koptuğu okul arkadaşlarımızı, mahalle arkadaşlarımızı, gurbetçi arkadaşlarımızı, grup arkadaşlarımızı bu sistem sayesinde bulduk. Eski anılarla bir araya gelmek, onların şu anda nasıl bir hayat yaşadıklarını izlemek oldukça mutlu edici bir durumdu.
            Bu kadar talep olunca sistem de kendini yenilemeye, geliştirmeye başladı. Sistemde kullanıcıyı çekecek oyunlar vardı. İnsanlar artık sadece tanıdıklarını bulmak değil oyun oynamak içinde sisteme girmeye başladılar. Oyunların talep görmesiyle oyunlar da gelişmeye başladı. Bir çok insan işinden, ilişkilerinden, sosyal hayatından fedakarlıklar yapıp sürekli oyun oynamaya, hatta oyunlardaki sanal güzellikleri elde etmek için sisteme ödeme yapmaya başladılar.
            Daha sonra insanlar fikirlerini diğerlerine gösterebilmek, inanç ve davalarında haklılıklarını ispat edebilmek için de sistemleri kullanmaya başladılar. Toplumun her kesiminde olduğu gibi, sosyal medyada da kavgalar, tartışmalar, küfürleşmeler ve hoş olmayan davranışlar görülmeye başladı.
            GERÇEK TEHLİKE BAŞLIYOR: Bu arada sadece yetişkinler değil çocuklarda doğum tarihlerini büyük yazarak sisteme girmeye başladılar. İşte en tehlikeli noktalardan biri buydu. Normalde yetişkinlerin dünyasında yapılan bir çok yanlış davranıştan korumak zorunda olduğumuz çocuklarımızı yetişkinlerin sanal dünyasında koruyamamaya başladık. Kavgalara, küfürleşmelere, her tür bir çocuğun tanık olmaması gereken duruma bu sistemde tanık oldular.
            Çocukların da bu dünyada varlığını keşfeden kötü niyetli, cinsel sapkın, uyuşturucu satıcısı, çocuk pazarlamacısı, hırsız bir çok kişi de bu sistem üzerinden çocuklarımıza yaklaşmanın yolunu buldular. Özellikle ebeveynleri tarafından yeterince kontrol altında tutulmayan çocuklar tamamen hedef tahtası haline geldi.
            Peki ya ilişkiler, eskiden birbirini ziyaret eden, özel günlerde arayan, beraber vakit geçiren insanlar şimdi sosyal medya üzerinden birbirine mesaj atar, sanal hediyeler yollar, özel günleri ya mesajla ya da görüntülü görüşmeyle uzaktan yapar oldular.
            Aile hayatlarına bakınca, eskiden bir araya gelip vakit geçirebilen aileler, şimdi birbirlerinin yanı başında ama bir o kadar da birbirlerinden uzak, hepsinin elinde bir telefon, sosyal medyada dolaşıp duruyorlar.
            Çocuklarımız eskiden daha çok araştırırlardı, çünkü kütüphanelere gidilir, ansiklopediler taranır ama doğru bilgiler bulunurdu. Oysa şimdi arama motoruna her şey yazılıp bilgi alınabiliyor fakat resmi olmayan ya da uzmanlığı olmayan konularda da internette bir çok bilgi olduğu için, bilinçli olmayan kullanıcı her önüne çıkan bilgiyi doğru kabul ederek, hatta kendisi de paylaşarak öncelikle yanlış bilgi dağılımına sonra da bilgi kirliliğine neden olmaktadır.
Çocuklarımız hazır bilgiye alıştığı için araştırma, emek vererek elde etme yeteneklerini yavaş yavaş kaybetmektedir.
            Sosyal medya çift ilişkileri konusunda da oldukça dikkat edilmesi gereken bir sistemdir. Aldatmaların çoğu artık sosyal medya üzerinden yapılmakta, çiftlerden biri bir şekilde bunu öğrenmekte ve ayrılıklar artmaktadır. Sanal arkadaşlıklar kurulmakta, birbirini hiç görmeyen çiftler arkadaşlık kurmakta ve bu durum birçok gerek duygusal gerek cinsel istismara yol açmaktadır.
            Sağlık açısından baktığımızda da toplumda sosyal medyadaki yalan yanlış bir çok bilgiye inanıp kendi kendinin doktoru olan, hatta doktoruna bu nedenle inanmayan hatta daha da ileri gidip doktoruna ders vermeye kalkan, çevresine ilaç öneren sağlık fenomenleri türemiş durumda.
            Ruh sağlığı alanında da anksiyeteyle ilgili rahatsızlıklarda, özellikle Panik Bozuklukta, internette gördükleri yalan yanlış tıbbi bilgiler nedeniyle hastalığı daha da tetiklenen bir çok hasta vardır.
            Olayın sürecine baktığımızda yine her konuda olduğu gibi, güzel ve faydalı başlayan bir sistemi, rağbet gördükten sonra pazarlama, reklam vb amaçlarla nasıl da toplumun büyük bir kesimini yanlış etkileyen bir sistem haline yine bizlerin getirdiğini görebiliriz.
            Sosyal medya ancak ,doğru ve yapıcı paylaşım, ulaşılması imkansız arkadaşlarla iletişim, kaybolan ilişkilerimizi bulmak, bazı konularda tamamen ahlak ve insanlık kuralları çerçevesinde sesimizi duyurmak, gün içinde arkadaşlarımızla yoğun iş tempomuz yüzünden yakalayamadığımız iletişimin kesilmemesi ve benzer durumlar için kullanılması gereken, çocukların ve gençlerin kullanımında mümkünse belirli bir yaşa kadar izin verilmemesi ve kullanacak yaşa geldiğinde de mutlak kontrol gerektiren bir sistem olduğu sürece toplumun geneline zarar vermeden devam edebilir.
Uzm. Klinik Psikolog Pelin ÖZAYDIN

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.