Neden Aldatırız ?

Neden Aldatırız ?

Günümüzde aldatma, aldatılma, ihanet ve sadakatsizlik konuları oldukça tartışılan hem de bir nevi korkulu rüya gibi görülen konulardandır.
            Peki, neden aldatırız? Biz mi aldatırız yoksa partnerimiz/eşimiz mi bizi aldatmaya iter?  Erkekler daha mı çok aldatır? Kadınlar tamamen masum mu? Bu sorular hakkında sayısız görüş ve düşünce vardır ama birkaç liste oluşturup bunları tartışmak çok da doğru değildir. Çünkü bizi aldatmaya iten, sadakat sınırlarımızı zorlayan çeşitli sebepler vardır. Ayrıca her ilişkinin dinamiği, yapısı ve yaşanmışlıkları farklıdır. Bu yüzden her ilişki kendi içinde incelenmeli ve çalışılmalıdır.
            Aldatmayı, duygusal aldatma ve fiziksel aldatma olarak iki türlü şekilde ele alabiliriz. Duygusal aldatma, hayatımızda biri varken başka bir bireyle duygusal paylaşımlar ve hisler yaşadığımız zamanda oluşur. Fiziksel aldatma ise yine hayatımızda biri varken duygusal hislerden ziyade, daha çok bedensel ve cinsel paylaşımlar yaşadığımız biriyle deneyimlediğimiz durumdur. Toplumumuzda bir kısım için cinsel aldatma “gerçek” aldatma olarak sayılmıyor (özellikle erkekler için geçerli). Çünkü “erkektir, yapsa da olur”, “partnerine/eşine yakalanmadığı sürece bir sorun yok” mantığı olduğu için daha ılımlı ve makul gözlerle bakanlar da var. Bir diğer kısım ise ne duygusal ne cinsel aldatmayı asla kabullenmeyip ilişkisine noktayı koyar. Duygusal aldatma ise kişiye hep daha ağır gelen bir durumdur. Bu aldatma türüyle karşılaşan kişi, öfkeyle karşısındakini suçlayabilir ve tepki gösterebilir. Ama aynı zamanda kendilerini de sorgulayan ve belki daha acımasız olan bir tutum içine girebilirler. “Acaba ben mi yetersizim?”, “Ne yaptım da başka birine gitti?”, “Onu yeterince mutlu edemedim.” gibi düşüncelerle kendilerini ağır bir şekilde eleştirebilirler.
            Hem fiziksel hem duygusal aldatma olsun, aslında ikisinde de ortak bir nokta vardır. Belki de hepimizin öncelikle dikkat etmesi gereken bu noktadır. İkisinin de altında yatan ana neden “duygusal boşluk” tur. Bunu düşünürken ilişkideki önceliklerimizi ve beklentilerimizi gözden geçirmek yararlı olacaktır. Genel olarak değerlendirdiğimizde en çok “ilişkim beni tatmin ediyor mu, mutlu olmamı sağlıyor mu, beni heyecanlandırıyor mu” diye düşünürüz. Bunlar yanlış düşünceler değildir ve ilişkide önemli etkileri vardır. Ama biraz daha derine baktığımızda, aslında “duygusal olarak anlaşılıyor muyum, ilişkimde kendimi önemli ve değerli hissediyor muyum, gerçekten seviliyor muyum” soruları kafamızın içinde etkin olan sorulardır. Eğer ki partnerimiz/eşimiz duygusal açıdan bizim ihtiyaçlarımızı ve isteklerimizi anlamıyorsa kendimizi yalnız hissetme olasılığımız artar. Ayrıca ilişkide değerli olduğumuzu görmek, bizim o kişi tarafından özel biri olduğumuzu hissettirecek önemli etkenlerden biridir. Bunları bütünüyle ele aldığımızda bireyin duygusal tatmin olma seviyesinin aldatma konusunda belirleyici bir rolü olduğunu düşünebiliriz. Tabi ki tatmin olmayan herkes kesin aldatır diyemeyiz. Ama eğer ki aldatılma ile karşı karşıyaysak partnerimizin duygusal tatmin konusunda bazı eksiklikler yaşadığını düşünebiliriz. Çünkü o kişi bu duygusal boşluğu doldurmak ve tatminsizliğini gidermek için arayışlar içine girebilir. Örnek verecek olursak, bir erkeğe “Sen ne işe yararsın ki, beceriksizsin zaten.” gibi cümleler kurarsak ya da ima edersek erkek doğal olarak uzaklaşır. Kendini daha değerli ve yeterli hissettiği yerlerde bulunmak isteyecektir. Kadınlar için de benzer durum geçerlidir. Kendini yetersiz hisseden, kadın olmayı beceremediğine dair sözlere maruz kalan kadınlar da ilişkisinde büyük duygusal boşluk yaşar. Kadın olarak el üstünde tutulacağı ve değerli hissedeceği ilişkiler her zaman hayalindedir.
Bunun dışında aldatmanın farklı nedenleri de geçmişte görülmüştür. Daha önce de dediğimiz gibi her ilişkinin dinamiği ve yapısı farklı olduğu için hangi güdü ve dürtülerle aldatma davranışını yaptıklarını anlamak titiz bir inceleme gerektirir. Bazı araştırmalara göre erkeklerin aldatması iş hayatıyla bağlantılı olabilir. Eğer ki erkek iş yerinde başarısızlık ve yetersizlik yaşamışsa bu başarısızlığı telafi etmek için en güçlü olabileceği yerde yani yatakta kendini ispatlama isteğinde olabilir. Bunu da en kolay yol olarak görebilirler. Aynı zamanda çok büyük başarılar elde eden erkeklerde de aldatma eğilimi fazla olduğu gözlemlenmiştir. Bu durumda ise erkek çok para kazanmanın verdiği hazla bazı şeyleri değiştirme isteğine girebiliyor (araba, sonra da partner/eş gibi). Kadınlarda ise özellikle iş hayatında belli bir konuma gelmiş olanlarda aldatma eğilimi daha fazla görülmüştür.
            Sonuç olarak, ilişkimizde dikkat etmemiz gereken noktalar vardır. Sadece kendi isteklerimizi ve beklentilerimizi düşünmek ilişkinin zarar görmesine neden olur. Unutmayalım ki, ilişki iki taraflı yaşanır ve her iki tarafın da tatmin olması önemlidir. En mutlu ve sağlam ilişkiyi de bu şekilde yaşarız. Aldatma söz konusu olduğunda başta duygusal tatminsizlik olmak üzere diğer sebepleri de gözden geçirmek ilişkinin durumu hakkında bize bilgiler verecektir. İsteğimize göre her zaman aile ve çift terapisinden de destek alabiliriz.
Uzm. Psikolog Nazlı Tuğçe Başıbüyük

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.