Toplumda Kalıplar; Şehirli Ve Kırsal Kesimde Çocuk Olma Bakış Açıları Ve Psikolojik Etkileri

Toplumda Kalıplar; Şehirli Ve Kırsal Kesimde Çocuk Olma Bakış Açıları Ve Psikolojik Etkileri

Doğduğumuz andan itibaren bizim kontrolümüzde olmadan karekterimizi, sağlığımızı geleceğimizi vs. belirleyen olgular vardır. Çevre, doğduğumuz coğrafi yer, içinde bulunduğumuz ailenin kültürü. Genel anlamda toplumda kalıplaşmış bakış açıları vardır ve bunlar şehir ve kırsal kesim arasındaki farklar konuşulurken de geçerli kalıplardır. Şimdi  bir kaç değişik bakış açısı görelim;
         Birçok kişiye göre büyük şehirde kültürlü zengin bir ailenin çocuğu olmak bir çok imkana sahip olarak büyümek, güzel okullarda okumak, istediği şeyleri giymek , iş imkanları açısından daha çok şansa sahip olmak demektir.
Büyük şehirde fakir bir ailenin çocuğu olmaksa şehirdeki imkanlı çocuklar arasında adaletsizce hayatına mücadele ve imkansızlıklar içinde devam etmektir.
Kırsal bölgelerde maddi kısıtlılıkları olan bir ailenin çocuğu olmak ise daha adaletli genelde kendi imkanlarında olan bir çevrede ama yine de bir çok imkansızlık içinde yetişmektir, istediği okullarda okuyamamaktır, belki hiç okuyamayıp çalışmaktır.
Şimdide de biraz farklı bir yönden bakalım hepsine;  
Şehirde kültürlü zengin bir ailenin çocuğu, aile çok meşgul, ilgisiz, çocuklarıyla görüşemiyorlar bile. Çocuğun hisleri yalnızlık, dışlanmışlık, mutsuzluk sonuç olarak kötü bir ergenlik, başarısız bir okul hayatı, sürekli kaygılı ve öfkeli bir ruh hali, sevgi ve ilgiyi başkalarında yada bir maddede aramak  vb..
Kırsal bölgede  maddi kısıtlılıkları olan ama sevgi dolu, ilgili, çocuğuna her zaman destek olan, onu anlayan dinleyen bir aile. Burada çocuğun hisleri mutlu, daha az kaygılı, sevgiyi ailesi arkadaşları ve çevresine sağlıklı dağıtan ve alan, ailesinden aldığı gücü ve desteği okul başarısına, daha sağlıklı bir ergenliğe, daha az kaygıya dönüştüren bir çocuk.
           Şimdi toplumda bu kalıpların çocuklarımıza yansımasını konuşalım. Gerek televizyon dizilerinde ya da filmlerde, gerek çevresindeki insanların konuşmalarında, gerek arkadaş çevresinde farklı bir yerde ve çevrede doğsaydı daha iyi imkanlara sahip olacağı, daha mutlu olacağı referansını alan maddi durumu çok iyi olmayan bir ailenin çocuğu baştan hayatının kötü gideceğine, her zaman ezileceğine, geleceğinin iyi olmayacağına inanç geliştirerek hayatına devam eder. Baştan bu şekilde manipüle olmak belki de güzel bir okul başarısını, geleceğe güvenle bakmasını engelleyecek, ailesine bilinçaltında onu bu çevrede yetiştirdikleri için öfke besleyecek ve bu ailesiyle olan ilişkilerine yansıyacak, kaygılı, stresli, başarısız, sağlıklı ilişkiler kuramadığı bir ergenlik ve genç yetişkinliğe adım atacak ve ruhsal problemlere zemin hazırlayacaktır.
     Aynı şekilde aldığı referanslarla zengin olduğu için her şeye kolaylıkla sahip olacağı inancını geliştiren bir çocuk da araştırmayı, çabalamayı, yaratıcılığı, adil olmayı, sağlıklı ilişkiler kurmayı, ve bazı değerleri öğrenemeden hayatına devam edecektir. Ve bu da sonuç olarak başarısızlığı, stresli ve sağlıksız bir ergenliği, yalnız kaldığında hayatla mücadele etmekteki yetersizlikleri getirecektir.
Bu her çocuk için geçerli midir ? tabiki hayır. Ama bütün çocukların bu duyguları yaşamayacağı yaşayabilecek olanlar için tedbir alınmamasını gerektirmez. Çünkü tek bir çocuk, onun psikolojisi, mutlu yetişmesi, istediği hayatı yaşayabilmesi bile toplum için çok önemlidir.
Bunlar sadece toplumdaki kalıplara ve etkilerine ufak bir örnek. Diğer yazılarımızda çeşitli başka kalıplara ve topluma etkilerine değineceğiz.
Toplumun oluşturduğu ve esasında bir çoğu doğru olmayan, toplumdaki bireylere etkileri düşünülmeden oluşturulmuş kalıplar oldukça fazladır ve bir toplumun modernleşmesi, bireylerin özerkliği, kişinin kendi hayatının kontrolü üzerindeki rolü açısından da oldukça zarar verici ketleyici etkiye sahiplerdir. Ve en kötüsü de bu kalıplar bulaşıcıdır. İnsanları giydikleri giysiler ve maddi durumları ile değerlendiren bir ailede büyüyen bir çocuk daha ilkokulda arkadaşlarını maddi durumlarına göre ayırmaya başlayabilir. Ya da kadın kısmı çalışmaz mantığıyla davranan bir çevrede yetişen bir çocuk eğer kadınsa her zaman erkeklerden bir adım geride olduğunu içselleştirerek, erkekse kadından bir adım önde olduğunu düşünerek yetişecektir. Bunun  gibi yüzlerce yerleşmiş kalıp sayabiliriz. Bir toplumun refah düzeyinin yükselmesi sadece kültür, ahlak, eğitim vb. düzeylerinin artmasına değil aynı zamanda yerleşmiş olumsuz etkili kalıpların da yok edilmesine bağlıdır.
Uzm. Klinik Psikolog Pelin ÖZAYDIN

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.