Fal, Büyü Ve Bunların İnsan Psikolojisindeki Etkileri

Fal, Büyü Ve Bunların İnsan Psikolojisindeki Etkileri

Hepimizin hayatta yaşadığı değişik sıkıntılar var. Kimimiz mesleğimizi sevmeyiz, kimimizin sağlık sorunları vardır, kimimiz aşk hayatımızda çok üzülürüz, kimimiz ise aile hayatında birçok stresler yaşarız.
Herkesin kendine göre değişik stresle mücadele etme yolları vardır. Susmak, içine kapanmak, bağırıp çağırmak, normalden fazla çalışmak, sürekli uyumak, spor yapmak, sosyal hayatta daha fazla etkin olmaya çalışmak gibi.
Stresle baş etme yolları doğru şekilde belirlendiğinde kendi kendimize hayatımızdaki zorluklarla savaşabilmemiz için bize kendimizin verdiği en güzel destektir. Ama eğer bu yollar yaşadığımız stresi azaltmıyorsa, ya da kendimize ve çevremize zarar verecek şekilde devam etmeye başlarsa (alkol kullanım bozukluğu, tütün kullanım bozukluğu, fal ve büyü bağımlılığı, depresyon, öfke kontrol bozukluğu vb.) o zaman destek alma zamanımız gelmiş demektir.  Çünkü stres bize, ruhumuza, metabolizmamıza en büyük zararı verecek durumdur. Bir uzmandan alacağımız desteğin bizden maddi  götürüsü stresin bizden alacağı sağlığımızdan, sağlığımıza ödeyeceğimiz paralardan, kaybedeceğimiz iş ve yaşam süresinden çok çok daha azdır.
Şimdi stresle baş etme yollarından fal büyü bağımlılığı hakkında biraz sohbet edelim. Bütün insanlığın ortak arzusu gelecekte neler yaşayacağımızı öğrenebilmektir. Hangimiz istemeyiz 1 gün sonra 1 yıl sonra 5 yıl sonra neler olacağını bilmek, yada ilişki yaşadığımız insanların neler düşündüğünü bilebilmek…Düşünelim bakalım hayal edelim; çalıştığımız işte terfi alacağız ve bunu önceden biliyoruz, yada hoşlandığımız kişi bize teklif yapacak ve acaba mı? diye düşünmek yerine mutlu bir şeklide bekliyoruz sadece, yada başımıza bir şey gelecek ve biz önceden önlem alıp kurtuluyoruz ve bunun gibi bir sürü şey. Evet haklısınız gerçekten de çok güzel olurdu. İşte zeki, nasıl para kazanacağını çok  iyi bilen, insanların en hassas döneminde onları etkilemenin daha kolay olacağını bilecek kadar insanları tanıyan kişiler tam da burada devreye girerler. Falcılar ya da büyücüler. Duygu durumumuzun hassas olduğu dönemlerde ( iş kaybı, sevgili kaybı, bir yakınımızın kaybı gibi) karşımızdaki insanın istediğimiz şeyleri söylemesine, bir şeylerin düzeleceğini bilmeye çok ihtiyaç duyarız ve bu bizi rahatlatır. Falcının sevgilin sana dönecek ama söylediğim şeyleri hiç aksatmadan yap demesi, ya da yakında içinde E harfi olan gayet zengin düzgün biriyle tanışacaksın demesi, ya da hastalığın iyi olacak merak etme demesi kendimizi ne kadar iyi hissettirir değil mi. ve sırf bunu duyabilmek için bu insanlara bir sürü ödemeler yaparız. Oysa ki bu insanların tek yaptığı zekalarını kullanıp siz farkında olmadan sorduğu sorularla, giyiminizden diksiyonunuza kadar sizi inceleyip tıpkı bir beden dili uzmanı gibi  az çok sizi tanımaya çalışmak ve sıkıntılı duygu durumunuzdan yararlanıp sizi manipüle etmektir. Siz zaten oraya kadar gittiyseniz inanmanın yüzde ellisini gerçekleştirmişsiniz demektir. Yani falcının büyücünün işi  bayağı kolaylaşmıştır. Şimdi tek yapacağı şey, sizi tanıyabildiği kadar vereceği önerilerle, söylediği şeylerle sizi etkileyebilmek ve sizi güzel manipüle edebiliyorsa siz farkında olmadan beklenti içine girip belki de çevrenizde içinde E harfi olan kişilere yönlendiğinizde yada sevgilinizin dönmesi için aşırı çaba sarfedip belki de başarılı olacağınız için sizin artık düzenli müşterisi olmanızın tadını çıkarmaktır. Hatta çevrenizde olayı sadece sizin gözünüzden görebilen tanıdıklarınızın da onun müşterisi olma şansını elde etmiş demektir. Böylece arkadaşlarınızdan onlar hiç ama hiç  farketmeden sizinle ilgili bilgi alacak kadar zeki biriyse bir dahaki gittiğinizde size söyleyeceği şeylere inancınızı da garantilemiş olacaktır. Ve bu kişi için alkol sigara gibi kötü bir bağımlılık olacak ve artık hayatıyla ilgili kararları vermeden önce sürekli falcıya gidecektir ve bu bir kısır döngü olacaktır. Sonuç olarak da hayatının kontrolünü tamamen kaybetmeye başlayacaktır, mantıklı düşünme yetisi azalacak, sürekli başka biri kendi hayatı hakkında karar verdiği için düşünme yetisi de zayıflayacaktır hatta beklentiler bir süre sonra beklenti anksiyetesine dönebilecektir. Gerçeklik algısı soyut kavramlarla yer değiştirmeye başladığı için ruh sağlığı da hızlı bir şekilde bozulmaya başlayacaktır.
      Peki geleceği görmek için gerçekten falcıya ihtiyacımız var mıdır?  Bize verilen ipuçlarını gerçekten doğru kullanarak gelecekle ilgili doğru tahminler yapamaz mıyız? Vücudumuzun verdiği ufacık sinyalleri doğru takip ederek hastalıklarımızı erken öğrenip sağlığımız iyice bozulmadan tedbir alamaz mıyız, ya da sevgilimizin önce ve şimdi bize olan davranışlarını değerlendirerek ilişkimizin gittiği noktayı tahmin edemez miyiz, ya da ilişkimizde hatalar yapıyorsak bir süre sonra ilişkimizin bozulabileceğini bilemez miyiz, hızlı araba kullanırsak, aşırı acele edersek, kurallara uymazsak  kazalara daha çok sebep vereceğimizi bilemez miyiz, ya da falcı, büyücü yerine zor bir dönemden geçtiğimizde sevdiklerimize yakınlaşıp, daha fazla etkinlik yapıp, daha çok spor yapıp, hayat planımızı gözden geçirip  eğer yine de atlatamıyorsak bizi gerçekten doğru yönlendirecek, kendi kendimize sıkıntılarımızı yenmemizin yollarını öğretecek, biz iyi hissedene kadar bizimle elele yürüyecek ve hedefi sadece bizim iyi olmamız olacak bir uzmana başvurduğumuzda hayatımızın kontrolünü biz ele almaz mıyız?
        Sonuç olarak kendi hayatımızın kontrolünü bizi mutlu ve huzurlu yapabilecek, ruh ve fiziksel sağlığımızı en iyi hale getirecek, hem çevremize hem kendimize faydalı olabilecek doğru şekilde  ele alabilmek, eğer başaramıyorsak bu yetiyi bize kazandırabilecek insanlara danışmak en doğru yoldur. Çünkü hayatımız sadece bizim kontrolümüzde olduğu sürece “BİZİM HAYATIMIZDIR”.
 Uzm. Klinik Psikolog Pelin ÖZAYDIN

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.