Doğal Duyusal Süreçler

Doğal Duyusal Süreçler

Dış dünyayı beş duyumuz vasıtasıyla algılıyor, anlamlandırıyor ve tepki veriyoruz. Algı; ham duyusal bilgilerden anlamlı örüntüler yaratma sürecidir. Önce dış dünyadan ya da bedenimizden bir uyarıcı, bir enerji ile duyu organlarımız uyarılır. Bu uyarıyı alan bölgemiz belirli bir uyarana cevap vermek üzere düzenlenmiştir. Örneğin görsel uyaranlar için göz ışık dalgalarına, işitme için ise kulak ses dalgalarına karşı hassastır. Gelen enerji yeterli ise alınan bu uyaran elektrik sinyali olarak beyne gönderilir ve beyin tarafından yorumlanır.
Duyusal deneyimlerimiz beyinde yaratılan bir yanılsamadır. Bir duyu organına ulaşan uyarıcı enerjinin etki yaratabilmesi için belirli bir şiddette olması gerekir. Bir kişide herhangi bir duyum yaratmak için gerekli minimum fiziksel enerji şiddetine “mutlak eşik” denir. Mutlak eşik altındaki uyaranları fark edemeyiz. İnsanlar arasında algıda farklılıklar vardır fakat Mc Burney ve Collings’e göre (1984) duyularımızın kabaca ortalama eşik değerleri şöyledir:
Tat: 500 litrelik bir suda bir gram sofra tuzu
Koku: Üç odalı bir dairede bir damla parfüm
Dokunma: Bir sineğin kanadının bir santimetre yükseklikten yanağımıza dokunması
İşitme: Oldukça sessiz bir ortamda altı metre uzaklıktaki bir kol saatinin sesi
Görme: Açık, karanlık bir gecede elli kilometre uzaklıktaki bir mum ışığının alevi.
Bu ölçütler oldukça sessiz veya karanlık ya da tatsız, tuzsuz bir ortam için geçerlidir. Örneğin tuz için belirtilen mutlak eşiğimiz tuzlu bir şeyler yedikten sonra değişecektir. Yine aynı şekilde aydınlık güneşli bir günde mutlak eşiğimiz değişmektedir. Mutlak eşik kuralları var olan uyaranın düzeyine göre bulunduğumuz ortama göre değişir.
Duyusal eşiğin altındaki uyarılmalar gerçek dünyadaki belirli olayların bilinçli deneyim düzeyimizin altında yer alıyor demektir. Peki bu tip uyaranlar yani mutlak eşik altındaki uyaranlar da bizim davranışlarımızda değişikliklere neden olabilir mi? Bu sorunun cevabının “evet” olduğuna inanan pek çok insan vardır. Reklamcılar da inanmakta görsel uyaranlar arasına eşik altı uyarıcıları ekleyerek ürün satışlarını arttırmaya yönelik çalışmalar yapmaktadırlar.
Son yıllarda eşik altı işitsel uyaranlar CD’ lerin ve kasetlerin içine yerleştirilmekte ve piyasada satılmaktadır. Sözel içerikli CD ve kasetler davranışlarımızı pozitif yönde düzeltmemiz amacıyla hazırlanmaktadır. Yine kendilik değerimizi arttırmaya yönelik mesajlar içerenler de bulunmaktadır.
İnsanlar bilinçli olarak farkında olmadıkları bilgilerden etkilenebilirler mi? Yanıt: “Evet” tir. Kontrol altına alınmış koşullarda farkındalıklarının dışında görüntü ve seslere insanlar tepki vermektedirler. Bu konuda laboratuvar ortamında çalışmalar yapılmaya devam edilmektedir.
Sonuç olarak duyusal sistemlerin her biri farklı enerji türlerine, nöral sinyallere dönüştürerek tepki verirler. Bu dönüştürmenin yer aldığı eşik sistemden sisteme değişir. Böylece mekanizmalar duyusal verileri işler, kodlar ve yorumlanmak üzere beyne gönderilir.
Uzm. Psikolog Semra EVRİM
(Psikolojiyi Anlamak, Charles G. Morris yararlanılmıştır.)

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.