Çocuklarda Ayrılma Kaygısı Bozukluğu

Çocuklarda Ayrılma Kaygısı Bozukluğu

Ayrılma kaygısı bozukluğu çocuklarda en yaygın görülen bozukluktur. Bu tür kaygı bozukluğu yaşayan çocuklar gerçekçi olmayan korkular, benlik bilinci, aşırı duyarlılık, kâbus görme ve kronik kaygı sergiler. Yeni durumlarda endişelenirler, öz güvenden yoksun olurlar ve yaşlarına uygun olgunlukta davranmazlar. Anne babalarına aşırı bağımlı olurlar. Annelerinden ve ev çevresinden ayrılma konusunda aşırı kaygı sergilerler.
Ayrılma kaygısı yaşayan çocuklar anne babaları tarafından utangaç, heyecanlı, cesareti kolayca kırılan, duyarlı, telaşlı ve sık sık gözyaşlarına boğulan çocuklar olarak anlatılırlar. Psikososyal stres kaynağı bir akrabanın ya da evcil hayvanının ölmesi olabilir. Genelde annesinden ayrılamadığı için anaokuluna ya da okula gitmek istemezler ve gitmezler.
Ayrılma kaygısı yaşayan çocuklar bağlanma figürlerinden gerçekten ayrıldıklarında genellikle sağlıklı olmayan bir şekilde gözyaşlarına boğulurlar. Anne babalarının hastalanacağı ya da öleceği telaşına kapılırlar. Böyle çocuklar genelde uyumakta zorlanırlar, aşırı ilgi isterler ve yetişkinlere çaresizce sarılırlar. Bununla birlikte reddedilme sorunları sergilerler ve sonradan uyum güçlükleri yaşarlar. Sık sık ayrılma konulu tekrarlanan kâbuslar görürler. Ayrılma kaygısı kız çocuklarında daha sık görülmektedir.
Çocuklarda görülen kaygı bozukluklarının temelinde özellikle anne babaların davranışları ve kültürel etkenler vardır. Aşırı kaygılı çocuklar genellikle çocuğu dış dünyanın tehdit ve tehlikelerine karşı aşırı kaygılı ve koruyucu anne babayı model alır. Anne babanın aşırı koruyuculuğu çocuğun başa çıkma yeteneğinin yetersiz olduğu düşüncesini aktarır ve buda çocuğun yetersizlik duygusunu pekiştirir. Kaygılı çocukların oyuncağını kaybetmek ya da çok yaşlı bir köpekle karşılaşmak gibi küçük hayal kırıklıklarında bile sinirleri alt üst olabilir ve sakinleşmesi kolay olmaz. Acı ve rahatsızlığa neden olan hastalıklar, yakınlarını kaybetmesi ve kazalar çocukta kaygı yaratabilir.
Çocuğuna karşı kayıtsız ya da kopuk anne babalar veya reddedici anne babalar da çocuklarda kaygıyı besler. Zayıf öğrenme becerilerinden kaynaklı tekrarlanan başarısızlık deneyimleri, çocuk için sonradan görülecek tehditkâr olaylar karşısında ortaya çıkan kaygı ve geri çekilmeye yol açabilir. Diğer bir olasılık ise; çocuk yeterince başarılı olsa bile kendini aşırı eleştirir ve anne babanın sevgisini, saygısını kazanmaya yetecek kadar başarılı olmadıklarını düşünerek yoğun bir kaygı ve değersizlik duygusu hissederler.
Kaygı bozuklukları tedavisinde; temel yeterliliklerde gelişmeye yardımcı olan kendine güven eğitimi ve kaygılı davranışları azaltmaya yönelik duyarsızlaştırma tekniği uygulanabilir.
Psikolog Duygu Yakupoğlu

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.