Aile İçi Çocuk İstismarı

Aile İçi Çocuk İstismarı

Aile içi istismar denildiğinde hepimizin aklına ilk gelen cinsel istismardır. Fakat istismar sadece cinsel değil aynı zamanda fiziksel ve duygusal olarak da yapılabilir.
Dünyaya getirilen çocuk üzerinde ailelerin bazı sorumlulukları vardır. Kendine bakabilecek duruma gelene kadar çocuğun temel ihtiyaçlarını karşılamak ( yemek, içmek, tuvalet ve bakım gibi) , çocuğun kişilik gelişimine destek olmak, çocuğun duygusal gelişimine zarar verecek davranışlarda bulunmamak, çocuğa asla fiziksel ve sözel şiddet uygulamamak, çocuğa hiçbir şekilde tacizde bulunmamak  gibi. Tabi burada başka bir bakış açısıyla bakarsak bir bireyin karşısındakine cinsel, duygusal ve sözel şiddet ve istismar uygulamaması için o kişiyi doğurmuş olması gerekmez bu bir insanlık kuralıdır. Hiç kimsenin herhangi birine bunları yapmaya hakkı yoktur. Biz bugün çocuklar üzerine konuşacağız.
Şimdi size birkaç  çocuk profili çizmek istiyorum.
Bir çocuk düşünün ailesi tarafından doğduğu andan itibaren bütün fiziksel bakımı gerçekleştirilmiş. Sevgiyle, anlayışla, özgüveni ve kişilik gelişimi desteklenmiş, asla fiziksel ve sözel ve ve cinsel tacize uğramamış, onuru gururu  zedelenmemiş, yeteneklerine saygı duyulmuş ve geliştirilmeye çalışılmış, ailede alınan herkesi ilgilendiren kararlarda onun da fikirlerine  itibar edilmiş, yaptığı hatalar onun duygusal gelişimine zarar verilmeden doğruya çevrilmiş bir çocuk.
Şimdi diğer profillere bakalım; bir çocuk düşünün aile içinde sürekli huzursuzluk yaşanıyor, anneyle baba sürekli sorun yaşıyor, anne yaşadığı kötü evliliğin, eşinin kendisine arzu ettiği şekilde yaklaşmamasının üzerinde yarattığı bütün gerilimi çocuğu üzerine yansıtıyor. Sürekli sinirli, çocuğuyla ilgilenmiyor yada ilgileniyor ama sürekli bağırıyor, hırpalıyor, kişiliğine saygı duymuyor. Babaysa bu aile içi gerginliği ya çocuğa sözel ve fiziksel şiddet göstererek yansıtıyor yada çocuktan ve eşinden uzaklaşıyor.
Başka bir profil; anne boşanmış ve yeniden evlenmiş, evlendiği kişi evdeki çocuğa sözel yada fiziksel şiddet uyguluyor, anne evde yokken çocuğu taciz ediyor, anne bunun farkında değil yada farkında ama gerek utançtan gerek eşinden korktuğu için susmayı ve kendi çabalarıyla tacizi engellemeye çalışıyor.
Ya da baba tekrar evlenmiş, evlendiği kişi çocuğa muhtemelen babanın olmadığı zamanlarda sözel, fiziksel ve duygusal şiddet uyguluyor, baba bunun farkında değil ya da farkında ama göz yumuyor.
Başka bir profil; kalabalık kırsal kesimde yaşayan bir aile, katı örf ve adetler, kız çocuğunun okumasına  izin verilmiyor, ailenin maddi durumuna göre ya eve kapatılıyor ya sürekli zorla çalıştırılıyor, evleneceği kişi aile tarafından ve yaş sınırı gözetilmeden belirleniyor, eşi ölürse eşinin kardeşiyle evlendiriliyor, yapacağı çocuk sayısına, çocuklarını nasıl büyüteceğine asla karar veremiyor.
Ya da yine kırsal kesimde yaşayan bir aile, aynı odanın içinde yatılıyor, amca, dayı ve onların çocukları aynı evde kalıyor, geçim derdi, maddi sıkıntılar, koşturmaca derken kimsenin gözü çocukları görmüyor, evdeki akraba erkek ya da onların çocukları tarafından taciz edilen kız çocukları ve bunu ya görmeyen ya kapatmaya çalışan aile üyeleri. Hatta taciz sonrası akrabalarıyla zorla evlendirilen kızlar.
Ya da geçmişten gelen psikolojik sorunları olan, eşiyle de cinsel hayatı iyi gitmeyen, yada alkolik veya madde bağımlısı bir baba ve tacize uğrayan bir kız çocuğu.
Bunun gibi daha birçok profil görebiliriz.  Bu profiller içinde birinci profil dışındaki çocukların neler yaşadığını neler hissettiğini yada ilerde neler yaşayacağını bilmek için uzman olmaya hiç gerek yok. Ama ben bir kez daha sadece farkındalık adına biraz anlatmak istiyorum.
       Fiziksel taciz yaşayan çocukta gelişebilecek durumlar; öğrenilmiş çaresizlik ( ilerde aynı davranışı partnerinden gördüğü zaman daha rahat kabullenmek), kendine güvensizlik ve kendini beğenmeme ( ben iyi biri değilim ki bana zarar veriyorlar), öğrenme ( beni sevdiklerini söyleyip vuruyorlar demek ki bende sevdiğim kişiye vurabilirim, yada hata yapıldığında ceza verilmeli ben de fiziksel şiddet uygulayabilirim), ilişkilerinde bozukluklar,öfke kontrol problemleri,  sosyal fobi, okul başarısızlıkları, alkol ve tütün kullanım bozuklukları, madde bağımlılığı vb…
      Duygusal şiddet yaşayan bir çocuk ilerde birçok psikolojik rahatsızlığı ortaya çıkaracak olan bakıcıya  bağlanma problemleri, içe dönük paylaşımsız bir kişilik yapısı, sosyal fobi,  sürekli aşağılanıp eleştirilmekten dolayı okulda, ilerde iş hayatında ilişkilerinde kendini ve fikirlerini  ifade etmekten kaçınma, sürekli değersizlik duygusu ve bunun yanında bütün taciz çeşitlerinde olduğu gibi sorunlu bir ergenlik, başarısız bir okul, iş ve ilişki hayatı, karşılaşabileceği bir çok psikolojik rahatsızlık ( OKB, Depresyon, Panik bozukluk vb.)da yaşayabilecektir.
     Bir çocuğa cinsel taciz yapılması ise onun ömür boyu hayatının her döneminin etkileneceği ciddi bir travmanın piminin çekilmesidir. Cinsel taciz yaşamış bir çocukta intihar girişimleri, ciddi duygu durum bozuklukları, ilerde karşı cinse karşı aşılamayan güven problemleri ve bunun getirisi ilişki kuramamak ve yürütememek, ciddi anksiyete bozuklukları, ağır depresyon, madde bağımlılığı, alkol ve sigara kullanım bozuklukları, kişilik bozuklukları, borderline gibi birçok ağır psikolojik rahatsızlık görülme olasılığı oldukça yüksektir.
       Peki çocuklarımızı tacizden korumak için neler yapmalıyız; öncelikle artık toplumda bu kadar konuşulan bir konu olan tacizi çoğumuz tanıdığımıza göre eğer gözümüzle görmüyorsak doğru takip ve kontrollerle tacizi önleyebilir ya da ortaya çıkarabiliriz. Çocuğumuzun cinsel organlarındaki her tür değişikliği değerlendirmeliyiz ( kızarma, morarma,şişme, yaralar vb), çocuğumuzun duygu durumunda birden meydana gelen değişikliklere önem vermeliyiz (aşırı içine kapanma yada saldırganlık, tacize uğradığı kişiden korkma kaçma, asla yalnız kalmak istememe gibi durumlar mutlaka değerlendirilmelidir. Oyuncakları yada arkadaşlarıyla cinsel içerikli oyunlar oynamaları da göz önüne alınmalıdır. Ama bu değerlendirmeler çok bilinçli yapılmalı gözlemlenmelidir. Örneğin kadın erkek ilişkilerini televizyondan yada çevresinden gören bir çocuğun bebeklerini kadın erkek şeklinde ayırıp duyup gördüklerini uygulaması mutlaka taciz yaşadığı anlamına değil merak edip taklit yaptığı anlamına da gelebilir. Ufak çocukların birçok konuda algısı olmaması durumu oldukça zorlaştırabilir. Kendisine yapılan şeyin ne olduğunu anlayamayabilir. Uzmanlar belirli yaş aralığından sonra annenin erkek çocuğu çıplak yıkamasını babanın kız çocuğu çıplak yıkamasını önermez. Çocuklarımıza kimsenin o izin vermeden cinsel organlarına dokunamayacağının algısını daha ufakken vermeye başlamalıyız. Bunu hem konuşup anlatarak hem de davranışlarımızla uygulayarak öğretmeliyiz. Babası çıplakken kendisini dokunarak yıkayan bir çocuk ilerde babası tarafından tacize uğradığında bunu algılayamayabilir. Banyoda normalse dışarda da normaldir algısı. Bu şekilde taciz bir dönem farkedilmeyebilir.
Özellikle anneler tacizi farkettiği anda hemen gerekli yerlere başvurmalıdır. Emniyet müdürlüğü çocuk şubeleri, sosyal hizmetler gibi kuruluşlara başvurulabilir.
          Taciz yapan eşi yada akrabayı korumak, korku nedeniyle susmak, kendi çaba ve imkanlarıyla  çocuğu korumaya çalışmak bir suçtur. Her şeyden önce bir insanlık suçudur. Hayatta hiç kimse ya da hiçbir sey çocuklarımızdan ve onların yaşayacağı büyük travmayı engelleyebilmekten daha değerli olamaz.
        Ülkemizde çok acı bir gerçek taciz yapan kişilerin gerek korku gerek başka nedenlerden dolayı ortaya çıkarılmaması yada ilgisizlik yüzünden fark edilmemesi  sonucu tacize uğrayan, senelerce bunun travmasıyla yaşamış ve en sonunda ciddi psikolojik rahatsızlıklar sonucu ya intihar etmiş yada uzmanlara başvurmak zorunda kalmış çok fazla sayıda ergen, genç yetişkin ve yetişkin olmasıdır.
Uzm. Klinik Psikolog Pelin ÖZAYDIN

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.