Zengin Çocuk Olamamak

Zengin Çocuk Olamamak

"Aynı okula gidiyorduk, aynı öğretmenlerle ders görüyorduk, aynı duyguları yaşıyor, aynı heyecanları hissediyorduk. Hatta okuldan aynı mahalleye geliyorduk.
      Fakat onlar yukarda balonlarla oyuncaklarla hediyelerle süslü olan evde arkadaşımızın doğum gününü kutlarken,  ben en aşağıdan sadece sesleri dinleyebiliyordum. Bir de okul dışında farklı giyiniyorduk, onlar hep değişik ve çok güzel giysiler giyiyordu.  Hafta sonu biz annemlerle amcamlara giderken onlar alışverişe ya da güzel yerlerde yemek yemeğe gidiyorlardı. Benim annem temizlik yemek yaparken, onların evine annem gibi başka insanlar gelip bunları yapıyordu. Okulda birlikte çok eğleniyorduk fakat mahallede birlikte olmamıza izin verilmiyordu. Bir gün babama neden böyle olduğunu sorduğumda bana “ÇÜNKÜ ONLAR ZENGİN” cevabını verdi.  
       O zaman çok da anlayamamıştım bunu. Doğum günü kutlamak, beraber oynayabilmek için zengin mi olmak gerekiyordu? Nedendi ki bu?
      Babam apartmanın apartman görevlisiydi. Bazen arkadaşım aşağı iner ama annesi hemen bağırarak geri çağırırdı. Hatta birkaç kez o çocukla oynamayacaksın dediğini de duymuştum.  Neden acaba diye düşünmüştüm. Ben ona hiç kötü davranmadım, her zaman derslerine  yardım ettim, okulda onu hep korudum, her şeyimi onunla paylaştım.  Hem okulda çok iyiyiz biz. Belki de benim odam olmadığı için oynayacak yerimiz yok diye göndermiyordur annesi arkadaşımı….."
        Evet toplumuzda benzerlerini sayısız görebileceğiniz bir durum bu. Maalesef bütün çocuklar aynı maddi imkan ve şartlara sahip olarak doğup büyüyemiyor. Maddi imkanı yüksek olan çocuklar güzel evlerde, güzel yiyecek ve oyuncaklarla, en iyi okullara giderek, en güzel kıyafetleri alarak ve istedikleri şeylere sahip olarak büyüyorlar.
         Maddi imkanı olmayan çocuklar ise, ufak ve kalabalık evlerde, belirli yiyecekleri yiyerek , aynı kıyafeti uzun süre giyerek, ev işlerine yardım ederek, belki de odaları olmadığı için derslerini kalabalığın içinde yapmaya çalışarak, ihtiyaç ve isteklerini yeterince gideremeyerek hayatlarını sürdürüyorlar.
         Peki bu çocuklar neden üzgün ya da neden rahatsız. Gerçekten paraları olmadığı için mi yoksa paraları olmadığı için maruz kaldıkları muamele ve davranışlardan mı?
         Nasıl bir ebeveyn çocuğunun birlikte vakit geçireceği arkadaşlarını maddi olanaklarına göre belirlemek ister bu çok da anlaşılır bir şey değildir.
Arkadaşlık, sevgi, saygı, paylaşım, değer, fedakarlık vb kavramlarla beslenir. Ama maddiyatla asla değil. Bu tür yaklaşımlar sadece karşımızdaki çocuklara değersiz, kötü, dışlanmış ve mutsuz hissettirmekle kalmayacak kendi çocuğumuzu da büyürken kazanması gereken insani ve doğru değerlerden mahrum bırakacaktır.
         İnsanların çok da adaletli bir yaşam sürmediği bir toplumda yaşıyoruz. Bir çok aile kendi insiyatifleri dışında bir çok maddi imkansızlık içinde yaşamını sürdürüp çocuk büyütüyor.
Bu bağlamda, adaleti sağlamak için gereken sistem işlemese de bu toplumda yaşayan insanlar olarak kendimize düşen görev ve sorumlulukları en azından manevi olarak yerine getirmeliyiz.
         Çocuklarımız en değerli varlıklarımız, ilerde her şeyimiz, yetiştirdiğimiz nesil tarafından belirlenecek. Çocuklarımızın psikolojisinin iyi olması, onların mutlu, huzurlu ve kaygısız yetişmesi sadece kendi ebeveynlerinin değil bütün toplumun sorumluluğudur.
            Zaten maddi yetersizlikler yüzünden bir çok problem, kaygı, zorluk vb yaşayan çocuklarımıza yapabileceğimiz en kötü davranış, onları insan olarak, çocuk olarak değil madde olarak görmek, ayrımcılık yapmak, onlara daha yaşamlarının ilk yıllarında değersizlik algısını yaşatmak, insan ayrımcılığını öğretmek, dışlanmış, mutsuz, adaletsiz hissettirmektir.
Bu davranışlar çocukların psikolojisini bozmakla kalmayacak, gerek ergenlikte gerek yetişkinlikte birçok problemi de yanında getirecektir. Erken tütün, madde ve alkol kullanım bozukluğu, kötü ergenlik semptomları, okul başarısızlığı, sosyal fobi, kişilik bozuklukları vb..
           Unutmayalım ki çocuk her yerde her şekilde çocuk olmayı mutlu olmayı başarabilir. Bu nedenle maddi imkanları kısıtlı bir çocuğu yaşadığı maddi zorluklar değil, bu zorluklar nedeniyle çevresindeki insanların ona farklı davranmaları, dışlamaları, ayrımcılık yapmaları üzer.
Uzm. Klinik Psikolog Pelin ÖZAYDIN

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.