Sorunlu İlişkileri Bitirememek

Sorunlu İlişkileri Bitirememek

Terk edilmekten ya da yalnız kalmaktan korktuğunuz için sorunlu bir ilişkiyi sonlandırmak size zor mu geliyor? İlişkilerinizde sürekli boyun eğen taraf mısınız? İlişkilerde bağımlı ve yetersiz mi hissediyorsunuz? Fiziksel ya da duygusal olarak kötüye kullanılsanız da ilişkiyi bir türlü bitiremiyor musunuz?

Bütün ilişkilerin kendilerine özel bir tarzı, bir yaşama biçimi vardır. Kimi ilişkiler problemsiz bir şekilde hatta mükemmel denilecek bir şekilde devam edebilir. Kimi ilişkiler ise çekilmez bir hal alarak işkenceye dönüşebilir. Kadın erkek ilişkileri her zaman sağlıklı bir şekilde devam etmez. İnişli çıkışlı ya da fırtınalı ilişkiler yaşanabilir.

 Bazı kişiler ilişkilerinde hep aynı noktada aynı fırtınayı yaşıyor olsalar bile, aynı sorunla karşılaşacaklarının farkında olsalar dahi ilişkiyi sürdürmeye çalışırlar. İlişkiyi bitirmeleri gerektiğini bilmelerine rağmen bitiremezler ve kendi sınırlarını belirleyebilmekte zorlanırlar. Bunun sebebi; ilişkilerimizin içerisinde kendi ihtiyaçlarımızın olmasıdır. Neye ihtiyacımız var ise ilişkilerimizi o şekilde yaşarız. Örneğin bir kadın ve bir erkek düşünün 6 yıl gibi uzun süreli bir ilişkileri var. Sürekli sarsılmalar ve fırtınalar yaşıyorlar ama ikisi de ilişkilerini bitiremiyor. Çünkü ikisinin de bir şeye ihtiyacı var. Bu ihtiyaç; sevgi, değer, ait olmak, toplumsal kabul, şefkat v.b olabilir. Bunun yanında içsel tehditlerimiz de ilişkiyi bitiremememizin bir sebebidir. İçsel tehditlerimiz ise; kabul görmem, yalnız kalırım, eleştirilirim, kendi başıma yapamam, bir daha sevilmem, değersizleşirim gibi düşüncelerdir.

Böyle kişiler kendilerine ‘bile bile lades’ olduğunu itiraf edemedikleri için insanlara bu ilişkiyi neden sürdürdüğüne dair açıklama yapmaya çalışırlar. İlişkisinde ne kadar olumsuz şeyler yaşasa da ‘ayrılamam çünkü onu seviyorum’ diye kendilerini ifade ederler. Asıl gerçek; kişinin ilişkisinde mutlu olmadığıdır. Bu tarz ilişkilerde kaygı ve korkuların adı sevgi ve aşk oluverir. İlişkilerini bitirememenin başka bir nedeni farkında olmadan kişiye tanıdık gelen yönlerinin olmasıdır. Yani karşımızdaki kişi ilişkiyi zedeleyen kötü ve yıkıcı davranışlarıyla kötü hissettiren ama aynı zamanda geçmişteki tanıdık gelen yaramızı kaşıyan bir şekilde davranıyordur. Bu yüzden bu tarz ilişkiler acı verse de güçlü bir çekim oluşturur.

Kişi ilişkisinin ona zarar verdiğini ve ilişkisini sonlandırması gerektiğini anlaması için; şimdi canını yakan şey ile geçmişte canını yakan şey arasındaki bağlantıyı kurması önemlidir. Kişinin önceden derin duygusal deneyimler yaşadığı ve bağlanma ilişkilerinde incindiği geçmiş hikâyeleri şimdiki ilişkilerini tetiklemektedir.

İlişkinin zarar görmesinde bir diğer önemli olan konu ise; geçmişte tamamlanmayan ihtiyaçlarımızı karşımızdaki kişiden fazlasıyla istemek. Bunun için kendi ihtiyaçlarımızı bilmek ve bu ihtiyaçları eşimiz, sevgilimiz, dostumuz gibi yakın ilişkilerimizden beklemek yerine kendi çözümümüzü üretebilmek ve içsel tehditlerimizin mantık dışı olduğunu görebilmek gerekir.

Sevgiye ihtiyacınız olduğunu düşünüp bunun karşı taraftan giderilmesini bekleyebilirsiniz. Her insanın sevmeye, sevilmeye, şefkate, güven duymaya, ait olmaya ihtiyacı vardır. Ancak karşınızda ki insanlar istediğiniz ihtiyacın dozunu bilemeyebilir, fark edemeyebilir. Hatta doğrudan bu ihtiyacınızı ona söyleseniz bile bunu karşılayamayabilir. Bunu zorlarsak da ciddi çatışmalar çıkabilir. Bu yüzden insanların her zaman bizim istediğimiz ihtiyaçlarımızı karşılayamayacağını bilmeliyiz. Bunun için kendiniz geçmişte anne-babanız ile olan ilişkilerinizi gözden geçirin tamamlanmayan hangi ihtiyacını vardı? Büyük ihtimalle karşılanmasını istediğiniz ihtiyaç geçmişte tamamlanmayan bir ihtiyacınız olacaktır. Farkında olmadan bu ihtiyacı tamamlamak istiyor olabilirsiniz.

Sağlıksız bir ilişki tüm hayatınızı önemli ölçüde olumsuz etkileyecek kadar güçlü bir yapıdadır. Çözüm bulamadığınız yerde sağlıklı kararlar verebilmek, farkındalığınızı sağlamak ve ruhsal dengenizi korumak adına bir uzmana başvurmanızı öneririm.
Psikolog Duygu YAKUPOĞLU

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.