Çocuk ve Ergenlerde İnternet ve Telefon Bağımlılığı


Çocuk ve Ergenlerde İnternet ve Telefon Bağımlılığı

Günümüzde internet ve telefon kullanmadan hayatımıza devam edemez olduğumuz bir gerçek. İş yerinde, okulda, sosyal yaşantımızda internetin yeri yadsınamaz. Neredeyse birçok işimizi internet üzerinden halleder olduk. İnternetin her an yanımızda taşıdığımız cep telefonlarında kullanılmasını sağlayan akıllı telefonlarımız sayesinde internet sadece evimizde veya ofisimizde olmaktan çıkıp cebimize girmiş bulunmakta. Peki tüm dünyaya anında erişim sağladığımız bir aletle gün boyu iç içe olmak çocuklarımız için ne kadar sağlıklı bir durum? Özellikle gelişimleri daha tamamlanma aşamasında olan çocuklarımız için avantaj mı yoksa dezavantaj mı olduğu tartışmaya açık bir konu. Son yıllarda bununla ilgili olarak ortaya çıkan problemlerin oldukça fazla olduğu söylenebilir. İletişim problemleri, özgüven eksikliği, aile içi çatışmalar, sosyal ortamlardan kaçınma ve yalnızlaşma gibi durumlara sebebiyet verdiğine ne yazık ki şahitlik etmekteyiz. Aileler bunun önüne geçmekte oldukça zorlanır bir hale geldi çünkü kendileri de bu bağımlılığın bir parçası olarak karşımıza çıkmakta. Bağımlılıktan söz etmemiz gereken nokta neresi diye soracak olursak birkaç durumla bunu ele almak mümkün. Eğer ki sabahları kalkıldığında en temel ihtiyaçlardan olan yüz yıkama, diş fırçalama vs. gibi yapılan rutin şeylerden önce ilk iş telefona bakmak oluyorsa, yatmadan önce uzun bir zaman telefonda internete girilerek geçiriliyorsa, sosyal ve kalabalık ortamlarda iletişimin önüne geçilecek şekilde telefonla uğraşılıyorsa, internet bulunmayan ortamlarda üzgün ve mutsuz hissediliyorsa, internette geçirilen zaman diğer yapılan etkinlik ve hobilerin önüne geçiyorsa burada durup düşünülmesi gereken bir problem olduğundan bahsedebiliriz. Bununla beraber internet, çocukların ve gençlerin kendilerini ifade etmede kullandıkları bir araç niteliğini de taşımakta. Sosyal çevresinden veya ailesinden yeterli ilgiyi göremeyen, kendilerini ifade edemeyen gençler internette geçirdikleri bu zamanı kendilerini ortaya koyabilecekleri bir platform olarak görüyorlar. Çünkü bu platformda istedikleri veya sahip olamadıkları her şey, herkes olabiliyorlar. İşte bu noktada ailelerin ayırt etmesi gereken önemli konu çocukları sahip olamadıkları duygusal eksiklerinden ötürü mü internete bağımlı hale geliyor yoksa gerçekten iletişimsel bir sıkıntıdan dolayı mı bağımlılığa doğru bir gidişat sergiliyor. Burada her zaman olduğu gibi ebeveynlere düşen öncelikli görev çocuklarıyla sağlıklı bir iletişim kurmak olacaktır. Çocuklarının zevkleri, istekleri, arkadaşlık ilişkileri, kaygıları, korkuları hakkında bilgi sahibi olmaları gerekmektedir. Çocuklarının sosyal yaşamlarını renklendirmeleri ve sevdikleri, ilgi duyacakları hale getirme konusunda da özveriyle yaklaşmaları önerilebilir. Ayrıca çocukları bir çeşit spor etkinliğiyle uğraşmaya teşvik etmeleri de hem bedenen hem ruhen sağlıklı gelişim için oldukça ideal bir seçenektir.

Uzm. Klinik Psikolog Hande DURUKAN

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.