Çiftlerin birbirini aldatması bir ilişkinin aldığı hasarlardan en önemlilerindendir. Yıllarca güvendiğiniz ve çok sevdiğine inandığınız ‘’o yapmaz‘’ dediğiniz kişinin günün birinde bir başka ilişkisi olduğunu veya bir başka özel konuşması olduğunu öğrenmek tahmin edildiği gibi ilişkiyi zeminden sarsar. Güven inşa etmek günleri, ayları hatta yılları bulan bir durumken bu güvenin yıkılması bazı ilişkilerde birkaç dakikayı almaktadır. Aldatma sürecinden sonra verilen tepkiler izlenilen yollar çiftlerin cinsiyetine, yaşına, eğitim ve ekonomik duruma, çocukların olup olmamasına ve sorumluluklarına göre değişebilir. Peki çocuklar için bu durum nasıldır? Bir çocuk anne veya babasının aldatma olayını öğrenmeli midir? Öğrenirse bu süreç çocuklar bu durumda neler yaşar? Gelin yazının devamında bu konunun içeriğine bakalım.
Çocuklar için anne babaları güçlü, güvenilir, başarılı, çalışkan ve sevgi doludur. Anne veya babanın çocuğa karşı tavırları bu imajların oluşmasına ve pekişmesine sebep olur. Anne baba çocuğa karşı ne kadar anlayışlı, sevgi dolu, güvenilir davranırsa bu imaj zedelenmez.Çocuklar ev içerisinde ki huzursuzluk, mutsuzluk, geçimsizlik ve aile içindeki çatışmalardan (anne baba çocuktan gizlese dahil) hissedebilir. Tam olarak ismini koyabilecek bilişsel güce sahip olamayabilirler ancak anne babanın yaşadıkları çocuğunda huzurunu ve mutluluğunu etkilemektedir. Çocuklar ev içerisinde yaşanan şiddet, babaya anne arasındaki tartışmalar, babanın eve gelmemesi, annenin bundan dolayı mutsuz olması gibi durumlardan etkilenerek babayı suçlayabilir. Bu durum aynı şekilde babanın veya annenin aldatması durumunda da karşımıza çıkmaktadır. Anne veya babasının aldattığını öğrenen çocuk eğer bunu anlayabilecek yaşta ise (3 yaş üzeri çocuklar bu durumu anlayabilirler) aldatan tarafı suçlayabilir. Öfke kaçınılmaz bir sondur aldatan taraf için. Çocuk hem güveninin zedelenmesinden dolayı hem de anne veya babasının üzülmesinden dolayı aldatan tarafa karşı yoğun bir öfke duyar.
Anne veya babanın yaptığı hatalardan biri çocuklarının yaşlarını ve hissedeceklerini unutup onlara konuyu tüm detaylarıyla anlatarak dertleşmeye veya karşı tarafa olan kinlerini ve öfkelerini kusmaya çalışmalarıdır. ‘’Senin baban/annen yok, o bizi bırakıp başka bir kadına/erkeğe gitti, sende babanı/anneni aramayacaksın, o bizi sevmiyor, sen sakın babana/annene çekme’’ gibi cümleler çocuğun anne veya babasına karşı olan kızgınlığını, kırgınlığını ve nefretini arttırmaktan başka bir sonuca varmaz. Dolayısıyla bu gibi söylemler çocuklarda davranış problemlerini tetikleyebilir. Çocuğun okulda ders başarısı düşebilir, akranlarıyla iletişiminde sorunlar başlayabilir. Veya çocuk normale kıyasla içine kapanabilir. Depresif duygu durumu olabilir.
Her çocuk için anne babası kalbinde bir kahramanken aldatma durumunda çocukların güven ve kahramanlık algıları yerle bir olur. Çocuk çok güvenip, değer verdiği babası veya annesine karşı davranışları ve duyguları doğal olarak değecektir. Bu süreçte çocuğun mümkün oldukça tartışmalardan konuşmalardan uzak kalması gelecekteki ruh sağlığı açısından çok önemlidir.
Ev içerisinde aldatma krizi olup çocuk bu ortama şahit olduğunda hem aldatılan kişi için hem de kendisi için kaygıları ve öfkeleri başlıyor. ‘Annem ve babam ayrılacak mı? Ben kiminle kalacağım? Peki ya bana ne olacak? gibi soruları çocuk kendine belki de defalarca sormaya başlar.
Sevgili anne ve babalar aile içinde yaşanan geçimsizlikleri mümkün olduğunca çocuğa belli etmeden eğer kesin bir karar verilmişse bunu çocukla paylaşmak çok önemlidir. Çocuklardan bir taraf belirlemesini istemek, bunun için çocuğa olumsuz cümleler söylemek onun yara almasına sebep olabilir. Eğer çocuğunuz aldatma olayına şahit olduysa ve çocuğunuzda davranış değişiklikleri görüyorsanız size yakın bir çocuk ergen psikoloğuna başvurmanızı öneririm.
Kayıtlar
